KİTAB-I MUKADDES’TE EVLİLİK VE BOŞANMA

“Meryem ve Yusuf’un Nişanı”, Saint William Katolik Kilisesi, Vitray
  • KİTAB-I MUKADDES İÇERİSİNDE EVLİLİK VE BOŞANMA
  • Kitab-ı Mukaddes’te Evlilik

Evliliğin amacı Kitab-ı Mukaddes (Eski Ahit/Tevrat ve Yeni Ahit’i/İncil içerisinde barındıran kitap) içerisinde Eski Ahit‘ten şu cümleler ile anlatılır;

Yaratılış 2:23-24; “Adem,“İşte, bu benim kemiklerimden alınmış kemik, Etimden alınmış ettir” dedi, “Ona ‘Kadın[b]’ denilecek, Çünkü o adamdan alındı.” Bu nedenle adam annesini babasını bırakıp karısına bağlanacak, ikisi tek beden olacak.

Yaratılış 2:18-19-20; Sonra, “Adem’in yalnız kalması iyi değil” dedi, “Ona uygun bir yardımcı yaratacağım.”  RAB Tanrı yerdeki hayvanların, gökteki kuşların tümünü topraktan yaratmıştı. Onlara ne ad vereceğini görmek için hepsini Adem’e getirdi. Adem her birine ne ad verdiyse, o canlı o adla anıldı. Adem bütün evcil ve yabanıl hayvanlara, gökte uçan kuşlara ad koydu. Ama kendisi için uygun bir yardımcı bulunmadı.

Üstteki bablar bize Tanrı’nın insanı daha doğrusu Adem’i yarattığı zaman ki, Kitab-ı Mukaddes’e göre ilk Adem yaratılmıştır, Adem’in yalnız kalmaması için yaratılan diğer mahlukatların ona eşdeğer olmamasından hareketle Adem derin bir uykuda iken Tanrı onun kaburga kemiğini alır ve açılan boşluğu etle kapatarak kemiğide et ile kaplayarak ondan “kadın” diye bahseder ve böylece Adem’e eşdeğer, yardımcı olarak kadın, Adem ile tek vücut olur yani evlenir, cinsel ilişkiye girer ve bir aile kurar.

“Adem ve Havva”, Paul Rubens – 1577-1640, Prado Müzesi, Madrid – Yağlıboya

Burada bahsi geçen kadın “Havva” dır. İlerlemeden Havva sözcüğünün küçük bir etimolojik değerlendirmesini yapalım ki daha iyi anlaşılsın neden Yahudi teolojisinde Adem’e eş olarak yaratılan bu kadına bu isim verilmiş.

Eve, sözcüğü yaşam ile bağlantılı türemiş bir sözcüktür hatta fiildir. Yani bizler isim olarak biliriz ama aslında fiili bir mefhumu tasvir eder, yaşamak gibi. Adem’in kaburga kemiğinden yaratılan bu kadına Eve yani Havva ismini veren Adem‘in kendisidir. Çünkü Tanrı dünya üzerinde yarattığı şeylerin isimlendirilmesini Adem’e bırakmıştır. Adem’in kaburga kemiğinden yaratılan bu kadına Havva demesinin sebebi ise onun bütün yaşayanların annesi olmasından geçmektedir. Yani artık insanlık cinsel birleşme yolu ile üreyecek ve bunu ilk olarak Havva yapacaktır. Bu yüzden Adem için bütün insanlığın babası, Havva içinde bütün insanlığın annesi ifadeleri kullanılır.

Ayrıca Hristiyan teologlar şu hususta da bir çok yorumda bulunmuşlardır; Havva, Ademin ne kafasından ne de ayaklarından yaratılmıştır ama yanından (kaburga kemiği) yaratılmıştır. Hristiyan teologlar bunu simgesel bir şekilde ele alarak burada anlatılanın, eğer ki kafasından yaratılsaydı Adem’den üstün olacak yine eğer ki ayaklarından yaratılsaydı Adem’den altta kalacak fakat yanından, kolunun altından yaratılması ile Adem ile eşdeğer ve Adem’in kolunun altında korunacak ve kalbininde yakınında sevilecektir. Dolayısıyla Tanrının, Adem’e bir “yardımcı” seçmesi için Adem’in kaburga kemiğini almasının rastgele bir şey değil özellikle Adem ile eşdeğer bir yapıda olmasını istediği için yaptığını düşünürler.

“Adem ile Havva’nın Azarlanması”, Charles Joseph Natoire, 1740 – Yağlıboya

İlk evlilik, Kitab-ı Mukaddes içerisinde Havva üzerinden “yardımcı” şeklinde tanımlanmıştır;

Yaratılış 2:20; “Adem bütün evcil ve yabanıl hayvanlara, gökte uçan kuşlara ad koydu. Ama kendisi için uygun bir yardımcı bulunmadı.”

Birbirleri ile tek olan Adem ile Havva için Yeni Ahit‘te şu uyarı yer alır;

Matta 19:6;Şöyle ki, onlar artık iki değil, tek bedendir. O halde Tanrı’nın birleştirdiğini, insan ayırmasın.

Yeni Ahit’in Efesliler bölümü başarılı bir evlilik için gereken unsurları vurgular;

Efesliler 5:22-23; “Ey kadınlar, Rab’be bağımlı olduğunuz gibi, kocalarınıza bağımlı olun. Çünkü Mesih bedenin kurtarıcısı olarak kilisenin başı olduğu gibi, erkek de kadının başıdır.”

Efesliler 5:22-25;Ey kocalar, Mesih kiliseyi nasıl sevip onun uğruna kendini feda ettiyse, siz de karılarınızı öyle sevin.”

Efesliler 5:28-29; Aynı biçimde kocalar da karılarını kendi bedenleri gibi sevmelidir. Karısını seven kendini sever. Hiç kimse hiçbir zaman kendi bedeninden nefret etmemiştir. Tersine, onu besler ve kayırır; tıpkı Mesih’in kiliseyi besleyip kayırdığı gibi.

Efesliler 5:31;Size gelince, her biriniz karısını kendisi gibi sevsin. Kadın da kocasına saygı göstersin.

Eski Ahit nezdinde evlilik ve amacı; Adem’e yardımcı olmak/eşit bir şekilde ve bütün yaşamı sürdürebilmektir dünya üzerinde. Dostluk, arkadaşlık, yoldaşlık ve birbirlerinin konforlarını sağlamaktır.

Yeni Ahit içerisinde ise evlilik ve amacı; İsa ve Kilisesinin birliğini yansıtan bir karı-koca ilişkisidir. İnananların bedenleri Kilise doğrultusunda birleşerek “Mesih’in Gelini” olurlar. Ve Mesih, Gelini olan “Kilise” için hayatını vermiştir. Yani öğretilerini yaymak ve kilisesini kurup, havarilerine öğretilerde bulunup insanlığı kurtarmak için çarmıha gerilerek infaz edilmiştir Romalılar tarafından, İsrailoğullarının kışkırtmaları ile.

Efesliler 5:25-26; “Ey kocalar, Mesih kiliseyi nasıl sevip onun uğruna kendini feda ettiyse, siz de karılarınızı öyle sevin. Mesih kiliseyi suyla yıkayıp tanrısal sözle temizleyerek kutsal kılmak için kendini feda etti.

Dolayısıyla Mesih’in Kilise’ye olan bu tutumu, tüm kocalar için eşlerine davranmada bir örnek teşkil etmektedir. Mesih’in ikinci gelişi ise yeryüzüne, Kilise damat olan Mesih İsa ile bir olacak ve “resmi evlilik seromonisi” gerçekleşerek, Mesih ile Kilise’nin ebedi birliği tamamlanmış olacak.

Vahiy 19:7-9; “Sevinelim, coşalım!O’nu yüceltelim! Çünkü Kuzu’nun düğünü başlıyor, Gelini hazırlandı. Giymesi için ona temiz ve parlakİnce keten giysiler verildi.” İnce keten kutsalların adil işlerini simgeler.  Sonra melek bana, “Yaz!” dedi. “Ne mutlu Kuzu’nun düğün şölenine çağrılmış olanlara!” Ardından ekledi: “Bunlar gerçek sözlerdir, Tanrı’nın sözleridir.”

Vahiy 21:1-2;Bundan sonra yeni bir gökle yeni bir yeryüzü gördüm. Çünkü önceki gökle yeryüzü ortadan kalkmıştı. Deniz de yoktu artık. Kutsal kentin, yeni Yeruşalim’in gökten, Tanrı’nın yanından indiğini gördüm. Güveyi için hazırlanmış süslü bir gelin gibiydi.

“Bakire’nin (Meryem) Nişanı“, Raphael, 1504, Yağlıboya

2. Korintliler, bize en iyi evliliğin ancak iki inanan arasında gerçekleşebileceğini vurgular;

2. Korintliler 6:14-15; İmansızlarla aynı boyunduruğa girmeyin. Çünkü doğrulukla fesadın ne ortaklığı, ışıkla karanlığın ne paydaşlığı olabilir? Mesih’le Beliyal[a] uyum içinde olabilir mi? İman edenle iman etmeyenin ortak yanı olabilir mi?

Malaki ise inanan erkek ve kadının evlenmesiyle dindar yavrular doğurabileceklerine vurgu yapar;

Malaki 2:13-15; Yaptığınız başka bir şey var: RAB’bin sunağını gözyaşı seline boğuyorsunuz. Ağlayıp sızlanıyorsunuz. Çünkü RAB artık getirdiğiniz sunulara ilgi göstermiyor, onları elinizden beğeniyle kabul etmiyor. “Neden?” diye soruyorsunuz. Çünkü RAB seninle gençken evlendiğin karın arasında tanıktır. O yoldaşın ve evlilik antlaşmasıyla karın olduğu halde ona ihanet ettin. Tanrı sizi tek beden ve ruh yapmadı mı? Neden tek? Çünkü O kendisine özgü bir soy arıyordu. Onun için kendinize dikkat edin, hiçbiriniz gençken evlendiği karısına ihanet etmesin.”

Üstteki pasajda Tanrı; İsraillilere onların sunularını/bağışlamalarını kabul etmeyeceğini çünkü onların eşlerine sadakatsiz olduklarını söylüyor. (bu ve bu gibi pasajların hepsinde Kitab-ı Mukaddes içerisinde “Tanrı”dan bahsedildiği zaman İngilizcedeki erkek için “o” zamiri olan “he”nin kullanıldığını unutmayalım) Bu sebeble Tanrı’nın hem evliliklerde sağlamlığı aradığını hem de dindar yavrular beklediğini bildirmekte inananlara. O yüzden bu pasajda Tanrı evliliğin amacı olarak;

  1. Dindar yavruların doğurulması
  2. Dindar iki erkek ve kadının doğurdukları çocuklarında dindar olacağı
  3. Tanrı’nın İsraillilere eşlerine sadık olmaları gerektiğini, onları bırakıp dinsiz kadınlar ile birlikte olurlarsa o kadınların putperest ulusları yüzünden doğuracakları yavrularınında dinsiz olacağı
  4. Tanrı, insanlar arasında kendi “yavrularını” arama gayretinde oluyor çünkü Tanrı Hristiyanlıkta erkeği “kendi suretinde” yarattığından onun suretininde insanlık üzerinde kadın ve erkek nezdinde vuku bulmasını bekliyor dindar yavrular ile
  5. Üstteki dört madde bizlere ortak bir tema olarak; Sadık, dindar erkek ve kadınlarında birlikteliği ile yine sadık ve dindar çocuklara sahip olacağı ana fikridir

Tabii evlilik sadece çocukların dindar bir şekilde yetişip, sorunsuz ve güvenli bir ortamda büyümesine olanak sağlamaz yalnızca. Kadın ve erkek içinde “Tanrı’nın emirlerine uymak” da işin içindedir böylece evlilik kutsal bir müessese halini alır. Efesliler 5 bunu detaylıca anlatır.

1 Yuhanna 3:16; Sevginin ne olduğunu Mesih’in bizim için canını vermesinden anlıyoruz. Bizim de kardeşlerimiz için canımızı vermemiz gerekir.

Dolayısıyla evlilik esasen dindar bir yaşam sürerek Tanrı’nın sözlerine uyan kişiler için oldukça yararlı bir fırsattır. Bencillik ve diğer kötü huylardan temizlenip, arınmada yardımcı olur.

“Bakirenin Evliliği”, Alexandre Francois Caminade, 1824, Yağlıboya

Evlilik ayrıca kadın ve erkeği cinsel ahlaksızlık yapmaktanda alıkoyar;

1 Korintliler 7:2; “Ama fuhuştan ötürü her erkek karısıyla, her kadın da kocasıyla yaşasın. Erkek karısına, kadın da kocasına hakkını versin.

Günümüz dünyasındaki cinsel görüntüler ve ortamlar insanların günaha girmesini kolaylaştırmasından dolayı insanın evlilik ile cinsel dürtü ve toplum ahlakı bakımından bir sınırlama ve arzularını gidermek için evlilik önemli bir kurumdur.

Süleyman’ın Özdeyişleri 18:22; İyi bir eş bulan iyilik bulur. Ve RAB’bin lütfuna erer.”

Üstteki pasaj ile de insanın inanan birisi ile evleneceği zaman hayatınında güzel ve iyiliklerle geçeceği ifade edilir. Fakat inanmayan bir insan ile asla bu uyum sağlanamayacaktır. Dolayısıyla Tanrı evliliği bizlerin iyiliği için yaratmış ve bu şekilde toplumda istikrarlı bir yaşamı öngörmüştür.

Efesliler 5:25-26;Ey kocalar, Mesih kiliseyi nasıl sevip onun uğruna kendini feda ettiyse, siz de karılarınızı öyle sevin. Mesih kiliseyi suyla yıkayıp tanrısal sözle temizleyerek kutsal kılmak için kendini feda etti.”

  • KİTAB-I MUKADDES İÇİNDE BOŞANMA
“Murom İkonu” Meryem ve çocuk İsa
  • Yeni Ahit İçerisinde Boşanma

Kitab-ı Mukaddes bize; İnsanlığın çöküşünün Adem ve Havva’nın Tanrı’yı değil de yılanı dinlemesiyle başladığını söyler. Bu yüzden Kitab-ı Mukaddes günahın biz insanoğlunun doğasında bulunduğunu ve kalıtsal bir miras olduğuna işaret eder. Herhangi yeni evli bir çift bu günahkar doğanın doğruluğunu kendilerinde görebilir peki ya diğerleri?

Romalılar 3:9-20; Şimdi ne diyelim? Biz Yahudiler öteki uluslardan üstün müyüz? Elbette değiliz. İster Yahudi ister Grek olsun, daha önce herkesi günahın denetiminde olmakla suçladık. Yazılmış olduğu gibi: “Doğru kimse yok, tek kişi bile yok. Anlayan kimse yok, Tanrı’yı arayan yok. Hepsi saptı, Tümü yararsız oldu. İyilik eden yok, tek kişi bile!” “Ağızları açık birer mezardır. Dilleriyle aldatırlar.” “Engerek zehiri var dudaklarının altında.”  “Ağızları lanet ve acı sözle doludur.” “Ayakları kan dökmeye seğirtir. Yıkım ve dert var yollarında. Esenlik yolunu da bilmezler.” “Tanrı korkusu yoktur onlarda.” Kutsal Yasa’da söylenenlerin her ağız kapansın, bütün dünya Tanrı’ya hesap versin diye Yasa’nın yönetimi altındakilere söylendiğini biliyoruz. Bu nedenle Yasa’nın gereklerini yapmakla hiç kimse Tanrı katında aklanmayacaktır. Çünkü Yasa sayesinde günahın bilincine varılır.

Üstteki pasajda görüldüğü gibi günahkar olmanın kabile veya millet ile alakalı değil herkesin bu şekilde olduğu ve doğru olan yani günahsız olan kimsenin olmadığı daha doğarken bebek ilen bu günahkar doğa bile dünyaya geldiğimize atıf yapılmakta. Dolayısıyla sadece çiftler değil her kadın ve erkek için durum aynıdır ve değişmez. Bu miras bütün insanlığın içindedir.

Yaratılış kitabının başında Tanrı bizleri kadın ve erkek olarak yarattığından bahseder. Daha sonra bu ilk çifte (Adem ve Havva) dünyayı verimli olma, dünyayı doldurma ve çoğalma emri verir. Yaratılış 6‘da insan, açıkca Tanrı’ya karşı isyan eder. Ve Tanrı Yaratılış 6:7‘de insanlığa karşı pişmanlığını dile getirir.

Yaratılış 6:5-8;RAB baktı, yeryüzünde insanın yaptığı kötülük çok, aklı fikri hep kötülükte. İnsanı yarattığına pişman oldu. Yüreği sızladı. “Yarattığım insanları, hayvanları, sürüngenleri, kuşları yeryüzünden silip atacağım” dedi, “Çünkü onları yarattığıma pişman oldum.” Ama Nuh RAB’bin gözünde lütuf buldu.”

Yeni Güçlü Kitab-ı Mukaddes’in Genişletilmiş Uyumu’nda, evlilik yeminlerinin sona ermesi anlamına gelen dört kelime bulunur. Mark’ın Kitabı‘ndaki kelime Strong’s’dur ve bu kelime Yunanca apostasion kelimesinden gelir. Anlamı ise; Ayrılıkcı, iltica, bir ayakta, boşanma faturası yazıyorum‘dur. Bu konu ile alakalı İsa, Mark’ın kitabından alıntı yaparak bir açıklama getirmiştir.

Markos 10:6-9; “Tanrı, yaratılışın başlangıcından ‘İnsanları erkek ve dişi olarak yarattı.’ ‘Bu nedenle adam annesini babasını bırakıp karısına bağlanacak, ikisi tek beden olacak.’ Şöyle ki, onlar artık iki değil, tek bedendir. O halde Tanrı’nın birleştirdiğini insan ayırmasın.”

Münzevi Yuhanna” ikonu
  • Eski Ahit’te Boşanma

Kitab-ı Mukaddes’in, Eski Ahit kısmına bakacak olursak Levililer ve Tesniye kitaplarında boşanma ile ilgili pasajlar bulabiliriz. Bunlar içerisinde üstte de bahsettiğimiz Strong’s sözcüğü, İbranice bir kelime olan garash, bir mülkten çıkmak anlamına gelir. Yine bir kadını kovmak, kocasından uzak tutmak anlamlarında da kullanılır. Diğer İbranice kelime olan kriythuwth ise kesmek, yok etmek ve tüketmek anlamında kullanılır. Bir bıçakla keserek başka bir şeyden koparmak, gibi. Burada bahsedilen kesilmek bir insanın ölümünden ziyade aileden sürülmesi veya antlaşmanın kutsamasının kaldırılması anlamındadır.

O zamanlarda boşanma faturası denen bir şey yazılırdı. Eski Ahit’e baktığımız zaman karısının kocasını memnun etmediği veya kocasının karısının içinde bir kötülük bulduğu zamanlarda bunu yapabilmekteydi. O kişi daha sonra uzaklara sürgüne gönderilirdi. Yalnız taraflardan birinin bu konu hakkında yalan bir beyanda bulunması sonucunda da ciddi sonuçları doğmaktaydı. Dolayısıyla Tanrı, İsrail ulusunu ve Kilise’yi kurmadan önce Adam ve Havva ile aile kavramını kurmuştur ki bu detaya dikkat edilmelidir çünkü O, doğruluk, kutsallık ve düzenin Tanrı’sıdır.

Yasa’nın Tekrarı 24:1-4; “Eğer bir adam evlendiği kadında yakışıksız bir şey bulur, bundan ötürü ondan hoşlanmaz, boşanma belgesi yazıp ona verir ve onu evinden kovarsa, kadın adamın evinden ayrıldıktan sonra başka biriyle evlenirse, ikinci kocası da ondan hoşlanmaz, boşanma belgesi yazıp verir, onu evinden kovarsa ya da ikinci adam ölürse, kadını boşayan ilk kocası onunla yeniden evlenemez. Çünkü kadın kirlenmiştir. Bu RAB’bin gözünde iğrençtir. Tanrınız RAB’bin mülk olarak size vereceği ülkeyi günaha sürüklemeyin.”

Marian İkonu

Eski Ahit’te peygamber Malachi, evlilik sözleşmesinden Tanrı’nın tanık olduğu bağlayıcı bir antlaşma olarak bahseder. Bu peygamber onlara Tanrı’yı sözleriyle yorduklarını söyler ve insanlarda O’nu nasıl yorduklarını sorar… İsrailliler Babil’deki esaretlerinden dönüp tapınağı yeniden inşaa etmiş ve insanlar dehşete düşmüşlerdir. Tanrı Süleyman tapınağına yaptığı gibi bu yeni tapınağa gelmemiş bu yüzden de insanlar O’na sırtını dönmüştür. Bu pasajları altta görebiliriz.

Malaki 2:13-16; Yaptığınız başka bir şey var: RAB’bin sunağını gözyaşı seline boğuyorsunuz. Ağlayıp sızlanıyorsunuz. Çünkü RAB artık getirdiğiniz sunulara ilgi göstermiyor, onları elinizden beğeniyle kabul etmiyor. “Neden?” diye soruyorsunuz. Çünkü RAB seninle gençken evlendiğin karın arasında tanıktır. O yoldaşın ve evlilik antlaşmasıyla karın olduğu halde ona ihanet ettin. Tanrı sizi tek beden ve ruh yapmadı mı? Neden tek? Çünkü O kendisine özgü bir soy arıyordu. Onun için kendinize dikkat edin, hiçbiriniz gençken evlendiği karısına ihanet etmesin. İsrail’in Tanrısı RAB, “Ben boşanmadan nefret ederim” diyor, “Giysisinin üstüne bir de zorbalığı kuşanan kişiden de nefret ederim.” Böyle diyor Her Şeye Egemen RAB. Bunun için kendinize dikkat edin ve ihanet etmeyin.”

Malaki 2:17; “Sözlerinizle RAB’bi usandırdınız. “O’nu neyle usandırdık?” diye soruyorsunuz.“Kötülük yapan herkes RAB’bin gözünde iyidir, O onlardan hoşnuttur” ya da “Hani, adalet sağlayan Tanrı nerede?” diyerek usandırdınız.”

Cherginov’un Marian ikonu
  • İsa Boşanma Hakkında Ne Demiştir?

İsa birçok kez var olan yasayı yok saymak için değil onu desteklemek, yerine getirmek için geldiğini belirtir. Fakat tıpkı günümüzde olduğu gibi geçmişte de Ferisiler tarihlerine baktılar ve Musa’nın boşanma hakkında söylediklerini yanlış anladılar ya da ekleme yaptılar. Bu pasaja bakalım;

Matta 19:7; Ferisiler İsa’ya, “Öyleyse” dediler, “Musa neden erkeğin boşanma belgesi verip karısını boşayabileceğini söyledi?”

Çağlar boyunda Hahamlar ve Ferisiler, yasayı ya sulandırmış ya da yanlış yorumlamışlardır. Musa aslında boşanma belgesi vermemiştir. Bu pasaj sonrası İsa onları hızlı bir şekilde azarlar;

Matta 19:8-9; “İsa onlara, “İnatçı olduğunuz için Musa karılarınızı boşamanıza izin verdi” dedi. “Başlangıçta bu böyle değildi. Ben size şunu söyleyeyim, karısını fuhuştan başka bir nedenle boşayıp başkasıyla evlenen, zina etmiş olur. Boşanan kadınla evlenen de zina etmiş olur.”

Ne Tanrı değişir ne de O’nun sözleri. Bizler zarlara, dilimlere, kıllara bölünmüş olsak bile O, değişmez. Sonuç olarak alttak son iki pasaj, Baba ve Oğul’un boşanma ile alakalı ne dediklerini dinleyen kişiler için bu hükümleri kesinleştirir;

Matta 5:31-32; “ ‘Kim karısını boşarsa ona boşanma belgesi versin’ denmiştir. Ama ben size diyorum ki, karısını fuhuş dışında bir nedenle boşayan onu zinaya itmiş olur. Boşanmış bir kadınla evlenen de zina etmiş olur.”

Markos 10:9; “O halde Tanrı’nın birleştirdiğini insan ayırmasın.”

Leave a comment