TANRI’NIN KARISI İSRAİL, İSA’NIN GELİNİ KİLİSE, EVLİLİK SEREMONİSİ, KURTULUŞUN İLK YAHUDİLERE GELİŞİ

“Bütün Azizler” ikonası
  • Eski Ahit’te Tanrı’nın İsrail’in Kocası Olması

Yeremya 3:14; Geri dön, ey dönek halk” diyor RAB, “Çünkü kocan benim. Birinizi kentten, ikinizi bir boydan alıp Siyon’a geri getireceğim.”

Yeremya 3:1; Diyelim ki, bir adam karısını boşar, Kadın da onu bırakıp başka biriyle evlenir. Adam bir daha o kadına döner mi? Bu davranış ülkeyi büsbütün kirletmez mi? Oysa sen pek çok oynaşla fahişelik ettin, Yine bana mı dönmek istiyorsun?” diyor RAB.”

Yeremya 3:8; Fahişeliği yüzünden dönek İsrail’i boşayıp ona boşanma belgesini verdiğim halde, kızkardeşi hain Yahuda’nın hiç korkmadığını, gidip fahişelik ettiğini gördüm.”

Üstteki pasajlar Eski Ahit‘te İsrail’in sadakatsizliğini anlatır Tanrı’ya. Tanrı, İsrail’i kişileştirerek kendisi ile evli olduğunu ifade eder. Bu İsrailoğulları ile yapılan antlaşma ile alakalıdır aslında. Tanrı’nın buradaki sitemleri İsrail’e değil, onun halkınadır. İsrailoğulları, Tanrı’nın onlara elçiler göndermesine ve ahitleşmesine karşın yine de sözleşmeye uymamış ve Tanrı’dan başka “Tanrılar ile zina yapmış/O’nu aldatmıştır” –İncili bir ifadedir bu Eski Ahitte geçer- Tanrılara/putlara tapınmaya devam edip, sadakatsizliklerini sürdürmüşlerdir.

Yeremya 31:31-33; “İsrail halkıyla ve Yahuda halkıyla. Yeni bir antlaşma yapacağım günler geliyor” diyor RAB, “Atalarını Mısır’dan çıkarmak için. Ellerinden tuttuğum gün. Onlarla yaptığım antlaşmaya benzemeyecek. Onların kocası olmama karşın, Bozdular o antlaşmamı” diyor RAB. “Ama o günlerden sonra İsrail halkıyla. Yapacağım antlaşma şudur” diyor RAB, “Yasamı içlerine yerleştirecek, Yüreklerine yazacağım. Ben onların Tanrısı olacağım, Onlar da benim halkım olacak.”

Üstteki pasajda İsrail şehri kocasına (Tanrı’ya) karşı sadakatsizlik yapmış olsa da kocası (Tanrı) ona (şehire) sadık kalmayı yine de vaat ediyor.

Hoşea‘ da da İsrail’in sadakatsizliği anlatılır;

Hoşea 2:2; “Azarlayın annenizi, azarlayın, Çünkü o benim karım değil artık, Ben de onun kocası değilim. Yüzünden akan fahişeliği, Koynundan zinaları atsın.”

Hoşea 2:7; Oynaşlarının ardına düşecek, Ama onlara erişemeyecek, Onları arayacak, Ama bulamayacak. O zaman, ‘İlk kocama döneyim’ diyecek, ‘Çünkü o zamanki halim şimdikinden iyiydi!”

Alttaki pasajda ise Tanrı, İsrail ile yani ahitleştiği halkı ile olan “karı-koca” ilişkilerini yeniden düzelteceğini belirtir;

Hoşea 2:16; Ve o gün gelecek” diyor RAB, “Bana, ‘Kocam’ diyeceksin; Artık, ‘Efendim’ demeyeceksin.”

Ve Tanrı, İsrail ile olan bağlılığının edebiliğini ifade ederek artık İsrail halkının O’na yeniden bağlı kalacağını vurgular;

Hoşea 2:19-20; “Seni sonsuza dek kendime eş alacağım, Doğruluk, adalet, sevgi, merhamet temelinde. Seninle evleneceğim. Sadakatle seninle evleneceğim, RAB’bi tanıyacaksın.”

Yeşeya 54:1; Çocuk doğurmayan ey kısır kadın, Sevinç çığlıkları at; Ey doğum ağrısı nedir bilmeyen sen, Sevinçle haykır, bağır. Çünkü terk edilmiş kadının, Evli kadından daha çok çocuğu olacaktır” diyor RAB.

Tanrı’nın eşi olarak temsil edilen İsrail, sadakatsiz ve inançsızlığından ötürü Tanrı tarafından boşanmış, aslında buna boşanma demek yerine Tanrı tarafından eşi olan İsrail’e bir tür O’na yaptıklarının reçetesi verilmiştir, çünkü İncil’e göre boşanmak Tanrı tarafından onaylanan bir şey değildir kaldı ki zina/aldatma günahı işlenmemişse ki bu durumda dahi İsa, eşlerin arasının yapılabileceğini, barışıp günahın düzeltilmesinin mümkün olacağını vurgular bu yüzden kimi teologlara göre bu Tanrı’nın boşanmasından çok O’na yapılan sadakatsizliklerinin bir reçetesidir o pasajlar. Fakat zamanı gelince Tanrı bütün İsrail’i kurtaracağını ve eşini (İsrail) tekrar affedeceğini bildirmiştir;

Romalılar 11:26;Sonunda bütün İsrail kurtulacaktır. Yazılmış olduğu gibi: “Kurtarıcı Siyon’dan gelecek, Yakup’un soyundan tanrısızlığı uzaklaştıracak. Onların günahlarını kaldıracağım zaman. Kendileriyle yapacağım antlaşma budur.”

Böylece Tanrı’nın karısı olan İsrail, kocası tarafından geri alınacak/affedilecek ve İsrail yeniden yükselecektir;

Romalılar 9:25-26; “Tanrı Hoşea Kitabı’nda şöyle diyor: “Halkım olmayana halkım, Sevgili olmayana sevgili diyeceğim.” “Kendilerine, ‘Siz halkım değilsiniz’ denilen yerde, Yaşayan Tanrı’nın çocukları diye adlandırılacaklar.”

Hoşea 2:23; “Onu ülkede kendim için ekeceğim, Merhamete ermemiş olana acıyacağım, Halkım olmayana, ‘Halkımsın’ diyeceğim; Onlar da bana, ‘Tanrım’ diyecekler.”

Hoşea 1:10; ““Yine de İsrailliler’in sayısı denizin kumu gibi sayılamaz, ölçülemez olacak. Kendilerine, ‘Siz halkım değilsiniz’ denilen yerde, ‘Yaşayan Tanrı’nın çocuklarısınız’ denecek.”

Yeşaya 62:1; “Zaferi ışık gibi parlayıncaya, Kurtuluşu meşale gibi yanıncaya dek. Siyon uğruna susmayacak, Yeruşalim uğruna sessiz kalmayacağım.”

Yeşaya 62:3-5;RAB’bin elinde güzellik tacı, Tanrın’ın elinde krallık sarığı olacaksın. Artık sana “Terk edilmiş”, Ülkene “Virane” denmeyecek; Bunun yerine sana “Sevdiğim”, Ülkene “Evli” denecek. Çünkü RAB seni seviyor, Ülken de evli sayılacak. Bir delikanlı bir kızla nasıl evlenirse, Oğulların da seninle öyle evlenecek. Güvey gelinle nasıl sevinirse, Tanrın da seninle öyle sevinecek.”

Hezekiel 16, Eski Ahit’te İsrail’in sadakatsizliğini karı-koca metaforu üzerinden bir ilişkiyle sert ve uzun uzadıya anlatır. Ben birkaç bab vereceğim, pasajın tamamını okumanızı tavsiye ederim;

Hezekiel 16:1-2; “RAB bana şöyle seslendi: “İnsanoğlu, Yeruşalim’e yaptığı iğrenç uygulamaları bildir.”

Hezekiel 16:8; “‘Yine yanından geçtim, sana baktım, sevgi çağındı. Giysimin eteğini üzerine serdim, çıplaklığını örttüm. Sana ant içtim, seninle antlaşma yaptım. Egemen RAB böyle diyor. Ve benim oldun.”

Yeşeya 54‘te ise Tanrı, İsrail için kurtuluş haberlerini vermeye başlar. Ve artık onun yani İsrailoğullarının yenilmeyeceğini çünkü Tanrı’nın onları yeniden himayesi altına alıp, güçlendireceğini, sayıca artacaklarını ve yayılacaklarını ifade eder;

Yeşeya 54:1; Çocuk doğurmayan ey kısır kadın, Sevinç çığlıkları at; Ey doğum ağrısı nedir bilmeyen sen, Sevinçle haykır, bağır. Çünkü terk edilmiş kadının, Evli kadından daha çok çocuğu olacaktır” diyor RAB.”

Yeşeya 54:5-7;Çünkü kocan, seni yaratandır. O’nun adı Her Şeye Egemen RAB’dir, İsrail’in Kutsalı’dır seni kurtaran. O’na bütün dünyanın Tanrısı denir. ”Tanrın diyor ki, “RAB seni terk edilmiş, Ruhu kederli bir kadın, Genç yaşta evlenip sonra dışlanmış. Bir kadın olarak çağırıyor. ‘Bir an için seni terk ettim,”

Yeşeya 54:11-12; “Ey kasırgaya tutulmuş, Avuntu bulmamış ezik kent! Taşlarını koyu harçla yerine koyacak, Temellerini laciverttaşıyla atacağım. Kale burçlarını yakuttan, Kapılarını mücevherden, Surlarını değerli taşlardan yapacağım.”

Yeşeya 54:15; “Sana saldıran olursa, benden olmadığını bil. Sana saldıran herkes önünde yenilgiye uğrayacak.”

Yeni Ahit’te Oğul İsa, “Lamb” olarak da zikredilir. “Lamb” sözcüğü Türkçe olarak “Kuzu anlamına gelen bir sözcüktür. Sebebi ise Baba’nın, Oğlu’nu bütün insanlığın günahlarını silmek amacıyla kurban olarak göndermesinde yatar. Yani Oğul İsa bütün insanlığın iyiliği için kendisini feda etmiştir. Bu yüzden Hristiyanlar, İsa için, “Bizim günahlarımız için öldü!” derler. İsa’nın “Mesihlik” yani “temizleyeci/aklayıcı” sıfatı da buradan gelir zaten. Bütün insanlığın günahları temizlenmiştir, Mesih’in ölümü ile. Bu sıfat aynı zamanda “kurtarıcı” olarak da kullanılır hatta Hristiyan teolojisinde tam da bu anlamda kullanılır. Sonuç olarak Oğul İsa aynı zamanda Baba’nın kuzusudur da. Bu bilgiye yer verdim çünkü alttaki pasajı anlamamızda yardımcı olacak;

Vahiy 21:2; “Kutsal kentin, yeni Yeruşalim’in gökten, Tanrı’nın yanından indiğini gördüm. Güveyi için hazırlanmış süslü bir gelin gibiydi.

Vahiy 21:9; “Son yedi belayla dolu yedi tası taşıyan yedi melekten biri gelip benimle konuştu. “Gel!” dedi, “Kuzu’ya eş olacak gelini sana göstereyim.”

Üstteki pasajlardan anlaşılacağı üzere, Baba‘nın yanında gökten İsrail’inde birlikte indiği belirtiliyor ve “Güvey“i için hazırlanmış bir “eş/gelin” gibi göründüğü belirtiliyor. Burada “Güvey” olarak bahsedilen kişi Oğul İsa‘dır. Nitekim Vahiy 21:9‘da “Kuzu“ya eş olacak gelin şeklinde ifade edilmesinden anlayabiliyoruz. Kuzu olarak simgelenen kişi Oğul İsa‘nın ta kendisi olmakta. Üstteki pasajlarda bahsedilen “evlilik seremonisi” daha gerçekleşmeyen bir seremoni. Bu Cennet’te Oğul İsa’ya inananlar ile gerçekleşecek bir vaattir. Yeni Ahit’te. Oğul İsa’nın Hristiyanlarca o beklenen “ikinci gelişi” ki bu geliş ile Mesih’in yöneticiliğinde kötülük ortadan kalkacak ve insanlar kurtuluşa ereceklerdir (basitçe Mehdi inancı yani) ve Bin Yıl sürecek Krallığını kurarak dünya üzerindeki egemenliğini tekrar sağlayacaktır. Bu arada beklenen bu ikinci gelişin, Eski Ahitte yer almadığını, dolayısıyla Yahudilerce inanılan bir kitabi doktrin olmadığını belirtmekte yarar var. Ayrıca “Mesih inancının/beklentisinin” kesinlikle Kur’an’i ve İslami olmadığınıda altını çize çize vurgulamak gerekir. İslam’a tamamiyle mezhepler ve meal ve tefsircilerin oryantalist okumaları ve değerlendirmeleri neticesinde yayılmış bir öğreti olduğunu belirtmekte yarar vardır.

Pasajda Oğul İsa’ya “” olarak kişileştirilmesi “Yeni Kudüs“ün bir şehir olmaktan çok halkının kişileştirilmesidir, söylemde. Mesela, “okul” dediğimiz zaman bir binanın içerisindeki öğrencileri kastetmemiz gibi. Burada da şehir İsrail halkını ve inananları kastetmektedir. Hatta Eski ve Yeni Ahitte, “Kutsal Şehir” veya “Tanrı’nın Kilisesi” olarakta bahsedilmektedir Yeruşalim’den.

Vahiy 19:1; “Bundan sonra gökte büyük bir kalabalığın sesini andıran yüksek bir ses işittim. “Haleluya!” diyorlardı. “Kurtarış, yücelik ve güç Tanrımız’a özgüdür. Çünkü O’nun yargıları doğru ve adildir. Yeryüzünü fuhşuyla yozlaştıran, Büyük fahişeyi yargılayıp, Kendi kullarının kanının öcünü aldı.”

Üstteki pasaj ile de anlıyoruz ki Oğul İsa içinde yer alan “evlilik”, Baba’nın önceki Yeruşalim ile var olan evlilik ilişkisi sözlerinin üzerine inşaa edilerek yer buluyor. Yani Oğul İsa’da bu Yeni Kudüs olarak yer aldığı gibi inanan bütün insanlarıda kapsayarak (Yahudi olmayanlar gibi) daha geniş bir şekilde günümüzde yer alıyor. Vahiy 21 ile artık Yeni Yeruşalim şekillenmeye başlar Oğul İsa’nın gönderilişi ile. Altta bir kısım vereceğim ama bölümün tamamına bakılmasını öneririm;

Vahiy 21:1-4; “Bundan sonra yeni bir gökle yeni bir yeryüzü gördüm. Çünkü önceki gökle yeryüzü ortadan kalkmıştı. Deniz de yoktu artık. Kutsal kentin, yeni Yeruşalim’in gökten, Tanrı’nın yanından indiğini gördüm. Güveyi için hazırlanmış süslü bir gelin gibiydi. Tahttan yükselen gür bir sesin şöyle dediğini işittim: “İşte, Tanrı’nın konutu insanların arasındadır. Tanrı onların arasında yaşayacak. Onlar O’nun halkı olacaklar, Tanrı’nın kendisi de onların arasında bulunacak. Onların gözlerinden bütün yaşları silecek. Artık ölüm olmayacak. Artık ne yas, ne ağlayış, ne de ıstırap olacak. Çünkü önceki düzen ortadan kalktı.”

  • Kilise’nin Mesih İsa’nın Gelini Olması ve Beklenen Resmi Evlilik Seremonisi
“Cehenneme İniş”, 14. Yy., Moskova Okulu

Genel olarak kabul gören ve inanılan şey ise Kilise‘nin Oğul İsa’nın Gelini olmasıdır. Burada bahsi geçen Kilise, Mesih’e inanan/iman eden herkesi kapsayan bir metafordur.

Yuhanna 3:29; Gelin kiminse, güvey odur. Ama güveyin yanında duran ve onu dinleyen dostu onun sesini işitince çok sevinir. İşte benim sevincim böylece tamamlandı. O büyümeli, bense küçülmeliyim.”

Üstteki pasaj Vaftizci Yahya‘nın tanıklığı üzerinden İsa için, “gelin kiminse damat odur” diyerek kendisini İsa’nın dostu olarak niteler. Vaftizci Yahya’nın kendisi gelinin bir parçası değildir sadece İsa’yı vaftiz etmek için Baba tarafından önceden gönderilmiştir. İsa daha sonra da Yeni Ahit pasajları içerisinde kendisinden “damat” olarak bahsetmektedir.

Matta 9:15; “İsa şöyle karşılık verdi: “Güvey aralarındayken, davetliler yas tutar mı? Ama güveyin aralarından alınacağı günler gelecek, o zaman oruç tutacaklar.

Markos 2:19; “İsa şöyle karşılık verdi: “Güvey aralarında olduğu sürece davetliler oruç tutar mı? Güvey aralarında oldukça oruç tutmazlar!”

Luka 5:34; İsa şöyle karşılık verdi: “Güvey aralarında olduğu sürece davetlilere oruç tutturabilir misiniz?”

Üstteki pasajlardan anlaşılacağı üzere Oğul kendini bir çok kez “Güvey aralarında iken…” şeklinde vurgulayarak kendisinin “Damat” olduğunu belirtiyor. 2. Korintliler 11:2‘de Aziz Paul, Korint Kilisesi ile Mesih’in arasındaki ilişkiyi, bakire olan Mesih şeklinde ifade eder;

2 Korintliler 11:2; “Sizler için tanrısal bir kıskançlık duyuyorum. Çünkü sizleri el değmemiş kız gibi tek ere, Mesih’e sunmak üzere nişanladım.”

Romalılar 7:1-6; “Bilmez misiniz ki, ey kardeşler –Kutsal Yasa’yı bilenlere söylüyorum– Yasa insana ancak yaşadığı sürece egemendir? Örneğin, evli kadın, kocası yaşadıkça yasayla ona bağlıdır; kocası ölürse, onu kocasına bağlayan yasadan özgür olur.Buna göre kadın, kocası yaşarken başka bir erkekle ilişki kurarsa, zina etmiş sayılır. Ama kocası ölürse, kadın yasadan özgür olur. Şöyle ki, başka bir erkeğe varırsa, zina etmiş olmaz.Aynı şekilde kardeşlerim, siz de bir başkasına –ölümden dirilmiş olan Mesih’e– varmak üzere Mesih’in bedeni aracılığıyla Kutsal Yasa karşısında öldünüz. Bu da Tanrı’nın hizmetinde verimli olmamız içindir.Çünkü biz benliğin denetimindeyken, Yasa’nın kışkırttığı günah tutkuları bedenimizin üyelerinde etkindi. Bunun sonucu olarak ölüme götüren meyveler verdik. Şimdiyse biz, daha önce tutsağı olduğumuz Yasa karşısında öldüğümüz için Yasa’dan özgür kılındık. Sonuç olarak, yazılı yasanın eski yolunda değil, Ruh’un yeni yolunda kulluk ediyoruz.

Üstteki pasajı bilerek bölmeden verdim çünkü Aziz Paul’un burada kullandığı evli bir kadının kocası öldükten sonra onunla bağlı kaldığı sözleşmeden serbest kalması analojisi üzerinden, önceden bağlı oldukları Eski Ahit’in, Oğul İsa’nın gelip, öğretilerini yayarak ve insanlık için Baba tarafından kurban edilip üçüncü günde ölümden dirilmesi ile artık Eski Ahit’e olan bağlılıklarından özgür kalıp, “Ruhu” yani İsa’yı takip ederek Yeni Ahit’e bağlanmaları gerektiğini ifade ediyor. Yani Paul bu şekilde gönderdiği öğreti mektupları ile aslında onları Oğul ile tek hale getirmeye, birleştirmeye çalışıyor.

Yine Efesliler bölümünde Aziz Paul, Kilise ve Mesih arasındaki bağıntı üzerinden kadınlarında kocalarına bağlı kalmalarını söyler;

Efesliler 5:24;Kilise Mesih’e bağımlı olduğu gibi, kadınlar da her durumda kocalarına bağımlı olsunlar.”

Aynı bölümde Aziz Paul, bütün inananların Mesih’in bedeninin üyesi olduğunu söyler. Çünkü daha öncede belirttiğimiz gibi Hristiyanlıkta evlilik, bedensel olarak “bir olmayı” ifade eder, eşler arasında.

Efesliler 5:30-32;Çünkü bizler O’nun bedeninin üyeleriyiz. “Bunun için adam annesini babasını bırakıp karısına bağlanacak, ikisi tek beden olacak.” Bu sır büyüktür; ben bunu Mesih ve kiliseyle ilgili olarak söylüyorum.”

Yani Kilise, Mesih’in hem Gelini hem de Bedeni durumundadır. Havva, Adem’in hem bedenidir hem de gelinidir. Dolayısıyla bu mefhumlar birbirlerinden ayrılmaz şeylerdir. Bu yüzden tek olmaları gerekir. Önemli bir şey, Kilise‘nin İsa’nın gelini/eşi olduğu doğrudan geçmez Yeni Ahit’te. Zaten bu yüzden Hristiyanlıkta bu konuda fikir ayrılıkları ortaya çıkmıştır. Bazıları bahsi geçen pasajların Kilise ile Mesih’in bir bütün olması, eşi olmasını değil, ilişkiler üzerinden kullanılan bir analoji olduğunu ve Kilise ile ilişkilendirilmemesi gerektiğini savunmaktadırlar. Fakat çoğunluk kesim ise bunun doğru olabileceğini fakat Kutsal Ruh’un evlilik analojisini rastgele seçmiş olamayacağını ve bunun bir anlamı olduğunu savunarak Kilise ile Mesih’in tek beden olmasını vurgularlar.

Koloseliler 1:17-18;Her şeyden önce var olan O’dur ve her şey varlığını O’nda sürdürmektedir. Bedenin, yani kilisenin başı O’dur. Her şeyde ilk yeri alsın diye başlangıç olan ve ölüler arasından ilk doğan O’dur.

Üstteki pasajda Kilise’nin, Mesih ile bir bütün, tek beden olmasını anlama açısından önemli pasajlardan biridir zira üstteki pasajda Mesih İsa için “kilisenin başı” ifadesi kullanıyor bu sebeple Kilise de Mesih’in “bedeni” haline gelmiş oluyor. Yine alttaki pasajda da Mesih’in bedeninden “Kilise” olarak bahsediliyor;

Koloseliler 1:24;Sizin için acı çektiğime şimdi seviniyorum. Mesih’in, kendi bedeni, yani kilise uğruna çektiği sıkıntılardan eksik kalanlarını kendi bedenimde tamamlıyorum.”

Alttaki pasajda yine Aziz Paul, Mesih’i el değmemiş bir bakire olarak Kilise ile nişanladığını belirtmekte Korintliler‘e olan mektuplarında;

2 Korintliler 11:2; “Sizler için tanrısal bir kıskançlık duyuyorum. Çünkü sizleri el değmemiş kız gibi tek ere, Mesih’e sunmak üzere nişanladım.”

Eski zamanlardan beri evlilik yapılacağı zaman erkek karşı tarafa bir takdimde bulunurdu. Bu kadın tarafı içinde geçerliydi ki o çeyiz olurdu. Erkek tarafı ise ailesine, babasına bir ödemede bulunurdu. İşte Mesih’in, Yahudilerin kışkırtması ve Romalıların suçlu bulup çarmıha gerdirmesi ile Mesih İsa, kanıyla ve canıyla Kilise’ye yani Gelin’e karşı bir ödeme olarak bunu gerçekleştirmiştir.

Vahiy 21:2; “Kutsal kentin, yeni Yeruşalim’in gökten, Tanrı’nın yanından indiğini gördüm. Güveyi için hazırlanmış süslü bir gelin gibiydi.”

Vahiy 21:9;Son yedi belayla dolu yedi tası taşıyan yedi melekten biri gelip benimle konuştu. “Gel!” dedi, “Kuzu’ya eş olacak gelini sana göstereyim.

Üstteki pasajda geçen yeni Yeruşalim esasen bir yapı/binadır. Bina benzetmesinin kullanıldığı pasajlara bakalım;

1 Korintliler 3:9; Biz Tanrı’nın emektaşlarıyız. Sizler de Tanrı’nın tarlası, Tanrı’nın binasısınız.”

2 Korintliler 5:1; Biliyoruz ki, barındığımız bu dünyasal çadır yıkılırsa, göklerde Tanrı’nın bize sağladığı bir konut –elle yapılmamış, sonsuza dek kalacak bir evimiz– vardır. “

Efesliler 2:20-22; “Elçilerle peygamberlerden oluşan temel üzerine inşa edildiniz. Köşe taşı Mesih İsa’nın kendisidir. Bütün yapı Rab’be ait kutsal bir tapınak olmak üzere O’nda kenetlenip yükseliyor. Siz de Ruh aracılığıyla Tanrı’nın konutu olmak üzere hep birlikte Mesih’te inşa ediliyorsunuz.”

Dolayısıyla bahsi geçen yeni Yeruşalim, Mesih’in Gelini yani Kilise olmuş oluyor. Yeni Yeruşalim’i anlatan bölüm olan Vahiy 21‘e bakalım;

Vahiy 21:28; “Surlar yeşimden yapılmıştı. Kent ise, cam duruluğunda saf altındandı”

Vahiy 19 ile de ileride gerçekleşecek olan Mesih ve Kilise’nin evliliği anlatılır;

Vahit 19:7-8; “Sevinelim, coşalım! O’nu yüceltelim!Çünkü Kuzu’nun düğünü başlıyor, Gelini hazırlandı. Giymesi için ona temiz ve parlak. İnce keten giysiler verildi.”

Bu evliliğin gerçekleşeceği zaman hakkındaki inanç, Mesih’in dünyaya ikinci gelişinde inananların ruhlarının göğe yani Cennete yükseltilmesi ile (Hristiyan teologlar buna “Rapture” adını verirler ve “göğe yükseltilmeye, Tanrı’nın yanına çıkartılmak” anlamına gelir fakat Yeni Ahitte bu sözcük geçmez onun yerine “Gathering” geçer ki bu “toplanmak, toplamak, buluşmak” anlamlarına gelir. Dolayısıyla kimi Hristiyanlar kitapta geçmediği için bu “göğe yükselmeye” inanmazlar fakat kitapta belli sözcük halinde geçmeyipte farklı sözcükler ile işaret edilen bir çok kavram vardır bu yüzden sırf kitapta belli bir anlam üzerinden geçmemesi ile bunun kitabi olmadığını söylemek doğru değildir) öte alemde Baba’nın huzurunda Mesih ve inananlar Resmi Evlilik seremonisi gerçekleşecektir. Mesih tahtında oturup İsrail’i yani Yahudi halkına yeniden krallık yapacaktır fakat Yahudi olmayan bütün inananlar ile de “tek bir beden” olarak onlarla da birlikte olacaktır. Yani bütün dünyaya egemen olacaktır.

Evlilik analojisinin geçtiği pasajlara bir bütün halinde Kitab-ı Mukaddes içerisinde (Eski ve Yeni Ahit kapsamında) bir bakalım;

“Smolensk” tipi Kızıl Meryem İkonası
  • İncil’de Yer Alan Evlilik Analojileri

Matta 22:2-14; “İsa söz alıp onlara yine benzetmelerle şöyle seslendi: “Göklerin Egemenliği, oğlu için düğün şöleni hazırlayan bir krala benzer. Kral şölene davet ettiklerini çağırmak üzere kölelerini gönderdi, ama davetliler gelmek istemedi.“Kral yine başka kölelerini gönderirken onlara dedi ki, ‘Davetlilere şunu söyleyin: Bakın, ben ziyafetimi hazırladım. Sığırlarım, besili hayvanlarım kesildi. Her şey hazır, buyrun şölene!’“Ama davetliler aldırmadılar. Biri tarlasına, biri ticaretine gitti.Öbürleri de kralın kölelerini yakalayıp hırpaladılar ve öldürdüler. Kral öfkelendi. Ordularını gönderip o katilleri yok etti, kentlerini ateşe verdi. “Sonra kölelerine şöyle dedi: ‘Düğün şöleni hazır, ama çağırdıklarım buna layık değilmiş.Gidin yol kavşaklarına, kimi bulursanız düğüne çağırın.’ Böylece köleler yollara döküldü, iyi kötü kimi buldularsa, hepsini topladılar. Düğün yeri konuklarla doldu. “Kral konukları görmeye geldiğinde, orada düğün giysisi giymemiş bir adam gördü.Ona, ‘Arkadaş, düğün giysisi giymeden buraya nasıl girdin?’ diye sorunca, adamın dili tutuldu. “O zaman kral, uşaklarına, ‘Şunun ellerini ayaklarını bağlayın, dışarıya, karanlığa atın!’ dedi. ‘Orada ağlayış ve diş gıcırtısı olacaktır.’“Çünkü çağrılanlar çok, ama seçilenler azdır.”

Matta 25:1-13; ““O zaman Göklerin Egemenliği, kandillerini alıp güveyi karşılamaya çıkan on kıza benzeyecek. Bunların beşi akıllı, beşi akılsızdı. Akılsızlar yanlarına kandillerini aldılar, ama yağ almadılar. Akıllılar ise, kandilleriyle birlikte kaplar içinde yağ da aldılar. Güvey gecikince hepsini uyku bastı, dalıp uyudular. “Gece yarısı bir ses yankılandı: ‘İşte güvey geliyor, onu karşılamaya çıkın!’ Bunun üzerine kızların hepsi kalkıp kandillerini tazelediler.“Akılsızlar akıllılara, ‘Kandillerimiz sönüyor, bize yağ verin!’ dediler.“Akıllılar, ‘Olmaz! Hem bize hem size yetmeyebilir. En iyisi satıcılara gidin, kendinize yağ alın’ dediler. “Ne var ki, onlar yağ satın almaya giderlerken güvey geldi. Hazırlıklı olan kızlar, onunla birlikte düğün şölenine girdiler ve kapı kapandı. “Daha sonra gelen öbür kızlar, ‘Efendimiz, efendimiz, aç kapıyı bize!’ dediler.“Güvey ise, ‘Size doğrusunu söyleyeyim, sizi tanımıyorum’ dedi“ Bu nedenle uyanık kalın. Çünkü o günü ve o saati bilemezsiniz.”

Luka 14:15-24;Sofrada oturanlardan biri bunu duyunca İsa’ya, “Tanrı’nın Egemenliği’nde yemek yiyecek olana ne mutlu!” dedi.İsa ona şöyle dedi: “Adamın biri büyük bir şölen hazırlayıp birçok konuk çağırdı.Şölen saati gelince davetlilere, ‘Buyurun, her şey hazır’ diye haber vermek üzere kölesini gönderdi.“Ne var ki, hepsi anlaşmışçasına özür dilemeye başladılar. Birincisi, ‘Bir tarla satın aldım, gidip görmek zorundayım. Rica ederim, beni hoş gör’ dedi. “Bir başkası, ‘Beş çift öküz aldım, onları denemeye gidiyorum. Rica ederim, beni hoş gör’ dedi.“Yine bir başkası, ‘Yeni evlendim, bu nedenle gelemiyorum’ dedi.“Köle geri dönüp durumu efendisine bildirdi. Bunun üzerine ev sahibi öfkelenerek kölesine, ‘Koş’ dedi, ‘Kentin caddelerine, sokaklarına çık; yoksulları, kötürümleri, körleri, sakatları buraya getir.’“Köle, ‘Efendim, buyruğun yerine getirilmiştir, ama daha yer var’ dedi.“Efendisi köleye, ‘Çıkıp yolları ve çit boylarını dolaş, bulduklarını gelmeye zorla da evim dolsun’ dedi.‘Size şunu söyleyeyim, ilk çağrılan o adamlardan hiçbiri benim yemeğimden tatmayacaktır.’ ”

Dolayısıyla ağır basan ve genel kabul gören düşünce, Yeni Ahit içerisinde geçen bu evlilik analojilerinin, sadece ilişkilerin çerçevesini çizmek için değil aynı zamanda gelinin kim olduğununda belirtilmesi yönünde verilmiş olduğudur. Sonuç olarak Mesih’in Gelini, Kiliseden oluşur yani kiliseler tarafından vaftiz edilen inananlardan, böylece inananlarda Mesih ile tek beden olurlar.

Efesliler 5:32;Bu sır büyüktür; ben bunu Mesih ve kiliseyle ilgili olarak söylüyorum.”

Aziz Petrus’un Mesihi tanıması ile ilgili olan pasajda da Mesih, Kilisesini kurmaktan bahseder;

Matta 16:18; “Ben de sana şunu söyleyeyim, sen Petrus’sun ve ben kilisemi bu kayanın üzerine kuracağım. Ölüler diyarının kapıları ona karşı direnemeyecek.”

  • Eski Ahit’te Tanrı’nın İsrail’in Kocası Olması

Yeşeya 54:6;Tanrın diyor ki, “RAB seni terk edilmiş, Ruhu kederli bir kadın, Genç yaşta evlenip sonra dışlanmış, Bir kadın olarak çağırıyor”

Yeşeya 62:5; “Bir delikanlı bir kızla nasıl evlenirse, Oğulların da seninle öyle evlenecek. Güvey gelinle nasıl sevinirse, Tanrın da seninle öyle sevinecek.

Yeremya 31:32; “Atalarını Mısır’dan çıkarmak için. Ellerinden tuttuğum gün. Onlarla yaptığım antlaşmaya benzemeyecek.Onların kocası olmama karşın, Bozdular o antlaşmamı” diyor RAB.”

Hezekiel 16:7-14; Kırda yetişen bir bitki gibi seni geliştirdim. Geliştin, büyüdün, kusursuz bir güzelliğe eriştin. Göğüslerin oluştu, saçların uzadı. Ama çırılçıplaktın. “‘Yine yanından geçtim, sana baktım, sevgi çağındı. Giysimin eteğini üzerine serdim, çıplaklığını örttüm. Sana ant içtim, seninle antlaşma yaptım. Egemen RAB böyle diyor. Ve benim oldun.“ ‘Seni yıkadım, üzerindeki kanı temizledim, derine zeytinyağı sürdüm. Sana işlemeli giysiler giydirdim, deriden[a] çarık verdim. Beline ince keten kuşak bağladım, seni pahalı giysilerle örttüm, takılarla süsledim. Bileklerine bilezikler, boynuna gerdanlık taktım.Burnuna halka, kulaklarına küpeler, başına görkemli bir taç taktım. Altınla gümüşle süslendin; giysilerin ince ketenden, pahalı, işlemeli kumaştandı. İnce unla, balla, zeytinyağıyla beslendin. Gitgide güzelleştin, krallığa yaraştın. Güzelliğinden ötürü ünün uluslar arasında yayıldı. Çünkü seni görkemimle donattığım için güzelliğin kusursuzdu. Egemen RAB böyle diyor.”

Hoşea 2:16; Ve o gün gelecek” diyor RAB,“Bana, ‘Kocam’ diyeceksin; Artık, ‘Efendim’ demeyeceksin.”

Hoşea 2:19;Seni sonsuza dek kendime eş alacağım, Doğruluk, adalet, sevgi, merhamet temelindeSeninle evleneceğim.”

  • Yeni Ahit’te Kilise’nin Mesih’in Gelini Olması

2 Korintliler 11:2; “Sizler için tanrısal bir kıskançlık duyuyorum. Çünkü sizleri el değmemiş kız gibi tek ere, Mesih’e sunmak üzere nişanladım.

Efesliler 5:25;Ey kocalar, Mesih kiliseyi nasıl sevip onun uğruna kendini feda ettiyse, siz de karılarınızı öyle sevin.”

Vahiy 3:20; “İşte kapıda durmuş, kapıyı çalıyorum. Biri sesimi işitir ve kapıyı açarsa, onun yanına gireceğim; ben onunla, o da benimle, birlikte yemek yiyeceğiz.

Vahiy 19:9; “Sonra melek bana, “Yaz!” dedi. “Ne mutlu Kuzu’nun düğün şölenine çağrılmış olanlara!” Ardından ekledi: “Bunlar gerçek sözlerdir, Tanrı’nın sözleridir.”

Vahiy 21:2; “Kutsal kentin, yeni Yeruşalim’in gökten, Tanrı’nın yanından indiğini gördüm. Güveyi için hazırlanmış süslü bir gelin gibiydi.”

Vahiy 21:9;Son yedi belayla dolu yedi tası taşıyan yedi melekten biri gelip benimle konuştu. “Gel!” dedi, “Kuzu’ya eş olacak gelini sana göstereyim.

Vahiy 22:17;Ruh ve Gelin, “Gel!” diyorlar. İşiten, “Gel!” desin. Susayan gelsin. Dileyen, yaşam suyundan karşılıksız alsın.

  • İncil (Dört Kanonik Kitap – Matta, Markos, Luka, Yuhanna)’de Mesih’in Damat Olarak Yer Alışı

Matta 9:15; “İsa şöyle karşılık verdi: “Güvey aralarındayken, davetliler yas tutar mı? Ama güveyin aralarından alınacağı günler gelecek, o zaman oruç tutacaklar.”

Markos 2:19-20; “İsa şöyle karşılık verdi: “Güvey aralarında olduğu sürece davetliler oruç tutar mı? Güvey aralarında oldukça oruç tutmazlar!Ama güveyin aralarından alınacağı günler gelecek, onlar işte o zaman, o gün oruç tutacaklar.

Luka 5:34-35; “İsa şöyle karşılık verdi: “Güvey aralarında olduğu sürece davetlilere oruç tutturabilir misiniz? Ama güveyin aralarından alınacağı günler gelecek, onlar işte o zaman, o günler oruç tutacaklar.”

Yuhanna 3:29; Gelin kiminse, güvey odur. Ama güveyin yanında duran ve onu dinleyen dostu onun sesini işitince çok sevinir. İşte benim sevincim böylece tamamlandı.

  • Mesih ile İnananların tek beden/bir olması

1 Korintliler 12:13;“İster Yahudi ister Grek, ister köle ister özgür olalım, hepimiz bir beden olmak üzere aynı Ruh’ta vaftiz edildik ve hepimizin aynı Ruh’tan içmesi sağlandı.

Aynı şey Adem‘in yanından alınan parça ile Havva ile “tek beden” oluşuda İsa’nın Kilise/inananlar ile “tek beden” olması ile benzeştirilir;

Yaratılış 2:21-24; RAB Tanrı Adem’e derin bir uyku verdi. Adem uyurken, RAB Tanrı onun kaburga kemiklerinden birini alıp yerini etle kapadı. Adem’den aldığı kaburga kemiğinden bir kadın yaratarak onu Adem’e getirdi.Adem, “İşte, bu benim kemiklerimden alınmış kemik, Etimden alınmış ettir” dedi,“Ona ‘Kadın’ denilecek, Çünkü o adamdan alındı.” Bu nedenle adam annesini babasını bırakıp karısına bağlanacak, ikisi tek beden olacak.”

Böylece Mesih’e inanlar, onun manevi bedeninde tek vücut olur ve O’nunla nişanlanırlar. Resmi evlilik seromonisi ise Mesih’in, Bin Yıl Sürecek Krallığını kurması için ikinci gelişinin hemen öncesinde iman edenlerin ruhlarının göğe yükseltilmesi ile gerçekleşecektir. Mesih’in Bin Yıllık Saltanatı gelip çatana kadar, İsrail ise dünya üzerinde saflaşacaktır. Ve Bin Yıllık Krallıktan sonra ise ki bu krallığı yönetecek olan Mesih’in kendisidir ve bu Krallık İsrail’in merkezinde kurulacaktır –ayrıntılı bilgi için Vahiy 20’ye bakılabilir– yeni Cennet ve dünya yaratılacaktır.

Vahiy 21:2; Kutsal kentin, yeni Yeruşalim’in gökten, Tanrı’nın yanından indiğini gördüm. Güveyi için hazırlanmış süslü bir gelin gibiydi.”

Vahiy 21:9; Son yedi belayla dolu yedi tası taşıyan yedi melekten biri gelip benimle konuştu. “Gel!” dedi, “Kuzu’ya eş olacak gelini sana göstereyim.”

Vahiy 21:22; “Kentte tapınak görmedim. Çünkü Her Şeye Gücü Yeten Rab Tanrı ve Kuzu, kentin tapınağıdır.”

Yeşeya 62:1; “Zaferi ışık gibi parlayıncaya, Kurtuluşu meşale gibi yanıncaya dek, Siyon uğruna susmayacak, Yeruşalim uğruna sessiz kalmayacağım.”

  • Kurtuluşun ilk Olarak Yahudilere Gelecek Olması
“Murom” İkonası, 12. Yy.

Romalılar 1:16; “Çünkü Müjde’den utanmıyorum. Müjde iman eden herkesin –önce Yahudiler’in, sonra Yahudi olmayanların– kurtuluşu için Tanrı gücüdür.”

Mesih hem Yahudileri hem de Yahudi olmayanları kurtarmak için ikinci kez yeryüzüne inecektir. Kiliseninde büyük bir çoğunluğu Yahudi olmayandır yani Hristiyanlar veya diğer uygarlıklar. Dolayısıyla Mesih’in bedenide yani Kilise yani inananlarda hem Yahudi hem de Hristiyanlardan hem de diğer uygarlıklardan olmak üzere Mesih’e iman eden herkesi kapsamaktadır. Fakat kurtuluş ilk olarak “Yahudilere” gelecektir bunda Tanrı’nın, İsrail halkını “kendi halkı” olarak seçmesi ve diğer unsurlar etkendir;

Yasa’nın Tekrar 6; ““Siz Tanrınız RAB için kutsal bir halksınız. Tanrınız RAB, öz halkı olmanız için, yeryüzündeki bütün halkların arasından sizi seçti.”

İsrail halkının, Tanrı’nın halkı seçilmesini ise aynı pasajdaki diğer bab içerisinde görüyoruz;

Yasa’nın Tekrarı 7; “RAB’bin sizi sevmesinin ve seçmesinin nedeni öbür halklardan daha kalabalık olduğunuzdan değil. Siz sayıca öbür halklardan azdınız.”

Romalılar 9:4-5; “Kardeşlerimin, soydaşlarım olan İsrailliler’in yerine ben kendim lanetlenip Mesih’ten uzaklaştırılmayı dilerdim. Evlatlığa kabul edilenler, Tanrı’nın yüceliğini görenler onlardır. Antlaşmalar, buyrulan Kutsal Yasa, tapınma düzeni, vaatler onlarındır.”

Elçilerin İşleri 3:25; “Sizler peygamberlerin mirasçıları, Tanrı’nın atalarınızla yaptığı antlaşmanın mirasçılarısınız. Nitekim Tanrı İbrahim’e şöyle demişti: ‘Senin soyunun aracılığıyla yeryüzündeki bütün halklar kutsanacak.’”

Yaratılış 22:18; “Soyunun aracılığıyla yeryüzündeki bütün uluslar kutsanacak. Çünkü sözümü dinledin.”

Yaratılış 26:4; “Soyunu gökteki yıldızlar kadar çoğaltacağım. Bu ülkelerin tümünü onlara vereceğim. Yeryüzündeki bütün uluslar senin soyun aracılığıyla kutsanacak.”

Üstteki pasajlar açıkça İsrail halkının seçilmişliğini vurgulamaktadır. Alttaki pasajda da yer verilen “soyundan olana…” kısmı ile bir Yahudi olan Mesih İsa’dan bahsedilerek yine İsrailoğulları ifade ediliyor.

Galatyalılar 3:16; “Vaatler İbrahim’e ve soyundan olana verildi. Tanrı birçok kişiden söz ediyormuş gibi, “Ve soyundan olanlara” demiyor; “Soyundan olana” demekle tek bir kişiden, yani Mesih’ten söz ediyor. “

Galatyalılar 4:4-5; “Ama zaman dolunca Tanrı, Yasa altında olanları özgürlüğe kavuşturmak için kadından doğan, Yasa altında doğan öz Oğlu’nu gönderdi. Öyle ki, bizler oğulluk hakkını alalım.”

İbraniler 9:14-15; “Öyleyse sonsuz Ruh aracılığıyla kendini lekesiz olarak Tanrı’ya sunmuş olan Mesih’in kanının, diri Tanrı’ya kulluk edebilmemiz için vicdanımızı ölü işlerden temizleyeceği ne kadar daha kesindir!Bu nedenle, çağrılmış olanların vaat edilen sonsuz mirası almaları için Mesih yeni antlaşmanın aracısı oldu. Kendisi onları ilk antlaşma[ç] zamanında işledikleri suçlardan kurtarmak için fidye olarak öldü.”

Alttaki bab ise Mesih İsa’nın Yahudi şeriatı altında bir Yahudi olarak doğması, Yahudi şeriatini hatasızca yerine getirmesi ve O’na inanların hepsini kurtarmak için herkes adına kendini feda etmesi anlatılır.

İbraniler 9:23-28;Böylelikle aslı göklerde olan örneklerin bu kurbanlarla, ama gökteki asıllarının bunlardan daha iyi kurbanlarla temiz kılınması gerekti.Çünkü Mesih, asıl kutsal yerin örneği olup insan eliyle yapılan kutsal yere değil, ama şimdi bizim için Tanrı’nın önünde görünmek üzere asıl göğe girdi. Başkâhin her yıl kendisinin olmayan kanla En Kutsal Yer’e girer; oysa Mesih kendisini tekrar tekrar sunmak için göğe girmedi.Öyle olsaydı, dünyanın kuruluşundan beri Mesih’in tekrar tekrar acı çekmesi gerekirdi. Oysa Mesih, kendisini bir kez kurban ederek günahı ortadan kaldırmak için çağların sonunda ortaya çıkmıştır. İnsanın bir kez ölmesi, sonra da yargılanması kaçınılmaz olduğu gibi, Mesih de birçoklarının günahlarını yüklenmek için bir kez kurban edildi. İkinci kez, günah yüklenmek için değil, kurtuluş getirmek için kendisini bekleyenlere görünecektir.”

Alttaki bab ise Mesih’in neden gönderildiği hakkında bilgi vermektedir. Mesih’in İsraillilere, Yahuda halkını güçlendirip, Yusuf’un soyunu kurtarmak olduğunu anlıyoruz;

Zekeriya 10:6; ““Yahuda halkını güçlendireceğim, Yusuf soyunu kurtarıp, Sürgünden geri getireceğim. Çünkü onlara acıyorum. Sanki onları reddetmemişim gibi olacaklar.Çünkü ben onların Tanrısı RAB’bim ve onları yanıtlayacağım.”

Luka‘da, Krallığın (Mesih’in) müjdesinin (İncil) tüm dünyaya kutsayacağı fakat ilk olarak İsrail ile başlayacağı belirtilmektedir.

Luka 24:47;Onlara dedi ki, “Şöyle yazılmıştır: Mesih acı çekecek ve üçüncü gün ölümden dirilecek; günahların bağışlanması için tövbe çağrısı da Yeruşalim’den başlayarak bütün uluslara O’nun adıyla duyurulacak.”

Dolayısıyla Aziz Paul’un Romalılar 1:16‘da belirttiği, “kurtuluş ilk olarak Yahudilere gelecek…” sözü esas olarak Mesih İsa ile Yahudiler arasındaki eski ve özel ilişkiyi dayanmaktadır. Bu ilişkiye pek ala daha da eski olanTanrı’nın İsrail halkı ile olan antlaşmasıda eklenebilir tabii. Yahudiler devamlı onları kurtaracak bir kişi yani Mesih’in geleceği umudundalardı. Fakat onların kitaplarında geçen “Peygamberlik kehanetlerini” göstermediği için Mesih İsa’yı reddetmişlerdi.

Luka 2:38; “Tam o sırada ortaya çıkan Anna, Tanrı’ya şükrederek Yeruşalim’in kurtuluşunu bekleyen herkese İsa’dan söz etmeye başladı.”

Dolayısıyla Nasıra’da büyüyüp, olgunlaşan Mesih İsa ki bu yüzden O’na yer yer Nasıralı İsa da denir, Müjdeyi (İncil’i) ilk olarak Yahudiler arasında vaaz etmiştir bir Yahudi olarak. İşte bu yüzden Yahudi halkının önceliği vardır gelecek kurtuluşta. Bir diğer referans ise Matta İncil’inde geçen İsa’nın ilk pasajda “Davud’un oğlu” olarak söz edilmesidir, soyağacından bahsedilirken;

Matta 1:1-2;İbrahim oğlu, Davut oğlu İsa Mesih’in soy kaydı şöyledir:”

Matta İncil’inde 6 defa kadar geçen bu ifade direkt olarak Kral Davut‘un oğlu olmayı ifade etmez aslında. Tanrı, Kral Davut’a, hak sahibi ilk İsrail kralının tahtının sonsuza kadar devam edeceği konusunda söz vermiştir;

2 Samuel 7:12-13; Sen ölüp atalarına kavuşunca, senden sonra soyundan birini ortaya çıkarıp krallığını pekiştireceğim.Adıma bir tapınak kuracak olan odur. Ben de onun krallığının tahtını sonsuza dek sürdüreceğim.”

Mesih İsa’da Davut’un şehri olan Beytüllahim‘de dünyaya gelmiştir. Ve bu şehirde insanlar ona 6 defa “Davut’un oğlu” olarak hitab etmişlerdir.

Matta 9:27; “İsa oradan ayrılırken iki kör, “Ey Davut Oğlu, halimize acı!” diye feryat ederek O’nun ardından gittiler”

Matta 12:23; “Bütün kalabalık şaşırıp kaldı. “Bu, Davut’un Oğlu olabilir mi?” diye soruyorlardı.”

Matta 15:22; “O yöreden Kenanlı bir kadın İsa’ya gelip, “Ya Rab, ey Davut Oğlu, halime acı! Kızım cine tutuldu, çok kötü durumda” diye feryat etti.

Matta 20:30; “Yol kenarında oturan iki kör, İsa’nın oradan geçmekte olduğunu duyunca, “Ya Rab, ey Davut Oğlu, halimize acı!” diye bağırdılar.”

Matta 21:9; “Önden giden ve arkadan gelen kalabalıklar şöyle bağırıyorlardı: “Davut Oğlu’na hozana! Rab’bin adıyla gelene övgüler olsun, En yücelerde hozana!”

Bu yüzden bu daha çok Mesihliğine ait bir hitabettir. Kaldı ki Yeni Ahit’te İsa’nın bunu hiçbir zaman reddetmediğini de görüyoruz. Fakat alttaki pasajda bunun Mesih’e ait bir hitabet olduğu konusunda bir açıklama getiriyor İsa;

Matta 22:41-45;Ferisiler toplu haldeyken İsa onlara şunu sordu: “Mesih’le ilgili olarak ne düşünüyorsunuz? O kimin oğludur?” Onlar da, “Davut’un Oğlu” dediler.İsa şöyle dedi: “O halde nasıl oluyor da Davut, Ruh’tan esinlenerek O’ndan ‘Rab’ diye söz ediyor? Şöyle diyor Davut:‘Rab Rabbim’e dedi ki, Ben düşmanlarını, Ayaklarının altına serinceye dek, Sağımda otur.’Davut O’ndan Rab diye söz ettiğine göre, O nasıl Davut’un Oğlu olur?”İsa’ya hiç kimse karşılık veremedi. O günden sonra artık kimse de O’na bir şey sormaya cesaret edemedi.”

Sonuç olarak Tanrı’nın Kral Davut’a verdiği bu söz ve Yahudilerin Mesih beklentisi içerisinde, İsa’nın da Kral Davut’un şehrinde dünyaya gelmiş ve Nasıra’da büyüdüğü zamanlarda daha o zamanlardan Tanrı’nın lütfunun üzerinde olması ve de kehanetler göstermesinden dolayı, Beytüllahim halkı da onu Tanrının sözlerinde bahsedilen kral olarak olarak görmüş ve “Davut’un Oğlu” demişlerdir. Yani soyu ifade eder, Mesihliğine ithafen bir hitaptır.

Matta 2:1-2; “İsa’nın Kral Hirodes devrinde Yahudiye’nin Beytlehem Kenti’nde doğmasından sonra bazı yıldızbilimciler doğudan Yeruşalim’e gelip şöyle dediler: “Yahudiler’in Kralı olarak doğan çocuk nerede? Doğuda O’nun yıldızını gördük[a] ve O’na tapınmaya geldik.”

İngilizce’de Bethlehem olarak geçen ve Beytlehem veya Beytüllahim olarak çevrilen bu sözcük Arapça ve İbranice farklı anlamlara gelmektedir. Arapçada -beyt, ev, -lahm, et demektir böylece Beytüllahim sözcük anlamı olarak Et Evi anlamına gelirken İbranicede Ekmek Evi anlamına gelmektedir. İbranicedeki bu anlamı ise zamanında o bölgede bereket Tanrısı olarak tapınılan Lachmo Tapınağı, “Beit Lachama” adından evrilerek o hale geldiği düşünülmektedir etimolojik olarak. Dolayısıyla dünyadaki nadir bir çok defa isim değiştirmiş şehirlerden birisidir, Beytüllahim.

Yahudilerin önceliklendirilmesi Paul ve Barnabas’ın, Mesih’in idam edilmesinden sonra Müjde (İncil)‘yi yaymak için yine aynı yolu izlediklerinide görebiliriz;

Elçilerin İşleri 13:46; “Pavlus’la Barnaba ise cesaretle karşılık verdiler: “Tanrı’nın sözünü ilk önce size bildirmemiz gerekiyordu. Siz onu reddettiğinize ve kendinizi sonsuz yaşama layık görmediğinize göre, biz şimdi öteki uluslara gidiyoruz.”

Yahudilerin önceliklendirilmesinin bir ayrıcalık olmadığını, Mesih’e iman eden herkesin kurtulaşa ereceğini aşağıdaki pasajlar bildirmektedir;

Yuhanna 3:16-18; ““Çünkü Tanrı dünyayı o kadar çok sevdi ki, biricik Oğlu’nu verdi. Öyle ki, O’na iman edenlerin hiçbiri mahvolmasın, hepsi sonsuz yaşama kavuşsun.Tanrı, Oğlu’nu dünyayı yargılamak için göndermedi, dünya O’nun aracılığıyla kurtulsun diye gönderdi. O’na iman eden yargılanmaz, iman etmeyen ise zaten yargılanmıştır. Çünkü Tanrı’nın biricik Oğlu’nun adına iman etmemiştir.”

1 Timoteos 2:4; “O bütün insanların kurtulup gerçeğin bilincine erişmesini ister.”

Yine kurtuluşun sadece “Yahudi ırkına ait olmadığını” ifade eden önemli olanın Mesih’e iman olduğunu vurgulayan diğer pasaj için;

Koloseliler 3:9-11; “Birbirinize yalan söylemeyin. Çünkü eski yaradılışı kötü alışkanlıklarıyla birlikte üzerinizden çıkarıp attınız; eksiksiz bilgiye erişmek için Yaratıcısı’na benzer olmak üzere yenilenen yeni yaradılışı giyindiniz.Bu yenilikte Grek ve Yahudi, sünnetli ve sünnetsiz, barbar, İskit, köle ve özgür ayrımı yoktur. Mesih her şeydir ve her şeydedir.”

Dolayısıyla Tanrı’nın lütfu sadece Yahudi halkına değildir, bütün inananlaradır; uygarlığı, medeniyeti, soyu-sopu, şekli hiçbir şeye bakmaz lakin iman etmesi dışında.

Elçilerin İşleri 4:12; “Başka hiç kimsede kurtuluş yoktur. Bu göğün altında insanlara bağışlanmış, bizi kurtarabilecek başka hiçbir ad yoktur.”

Yuhanna 14:6; “İsa, “Yol, gerçek ve yaşam Ben’im” dedi. “Benim aracılığım olmadan Baba’ya kimse gelemez.”

Üstteki pasajda insanlık için tek kurtuluşun Mesih İsa olduğuna havarileri tarafından atıf yapılır.

Galatyalılar 3:26-28; “Çünkü Mesih İsa’ya iman ettiğiniz için hepiniz Tanrı’nın oğullarısınız.Vaftizde Mesih’le birleşenlerinizin hepsi Mesih’i giyindi.Artık ne Yahudi ne Grek, ne köle ne özgür, ne erkek ne dişi ayrımı var. Hepiniz Mesih İsa’da birsiniz.”

Elçilerin İşleri 20:21;Hem Yahudiler’i hem de Grekler’i, tövbe edip Tanrı’ya dönmeye ve Rabbimiz İsa’ya inanmaya çağırdım.”

Bu yüzden kurtuluş Mesih ile ilk olarak Yahudilere gelecektir. Ama bu Yahudilerin geri kalan diğer halklardan üstün olduğundan değildir. Nitekim kurtuluş Mesih’e inanan her kimse için kapsayıcıdır. İlk olarak Yahudilere gelmesi, Tanrı’nın onlar ile antlaşma yapması, onları halkı olarak benimsemesi ve kendiside bir Yahudi olarak doğan Mesih İsa’nın ilk olarak Yahudi şeriatı altında olması ve bunuda kusursuzca yerine getirmesi daha sonra hayatını insanlığın günahları için feda ederek bütün inananları kucaklamasıdır. Yani Mesih İsa, öğretilerini ilk olarak İsrail halkına yapmıştır çünkü en başında da Tanrı tarafından İsraillilere gönderilmiştir zaten, onları kurtarmak için. İşte bu noktalar sebebi ile, eski ilişkiler bakımından da, kurtuluş ilk olarak Yahudilere gelecektir.

Leave a comment